30 Temmuz 2012 Pazartesi

Dün Galata'dan sana baktım Aziz Istanbul..!

Galata Kulesi'ne ilk çıkışımız, dünyaya ilk adımımız gibiydi...
Galata'nın zirvesi, dünyanın en sevimli manzarası... Bir tarafınızda Süleymaniye, Ayasofya, Topkapı Sarayı... Diğer tarafta Kız Kulesi, Boğaziçi Köprüsü, Haydarpaşa Garı...

Bir tarafından güneş vuruyor kuleye. Diğer yüzü gölge.  Serin bir rüzgâr esiyor. Tam önünüzde yürürken yâriniz, sevgiliniz o daracık balkonda, dünyanın ne kadar güzel olduğunu görüyorsunuz. Onun uçuşan şalının, size varan kokusunun başınızı döndürmesi de eklenince. Heyecandan darmadağın oluyor refleksleriniz, titreme almış başını gidiyor. Ya sesim kısılırsa? Ya söyleyemezsem? düşünceler uçuşuyor beyninizde. Neden sonra toparlayıp daha fazla bekleyemiyorsunuz. Ama tabi sessiz sedasız sönük bir teklif olmasına asla izin veremezdim. Tüm gücümü topladımm ve turistlerin dikkatini çekecek şekilde ingilizce bağırdım. Bizi görebilen herkes bize baktı. Ne olduğunu anlamadılar önce. Tabi sevgilimin de "ne yapıyor bu?!" şeklindeki bakışları atarak anlam vermeye çalışması da cabası. Söyledim bir anda. "Benimle evlenir misin?"

Soru, gönül dünyasından kopmuş, titreyen nefesimden güç alarak titreyen dilime ulaşmış oradan da sevgiliye varmıştı.  Çıkarıp yüzüğü de kutusunu açarak uzattım nazikçe... Gözlerim gözlerinde... Ne cevap verecekti? O an kalbimin durduğuna yemin edebilirim. SANKİ vereceği cevabı duyabilmek için sesini kesmişti. Tüm bedenimde HAYAT birkaç saniyeliğine durdu. Sonra cevap duyuldu. EVET EVET EVET...

İspanyollar sanki futbol stadındaymış gibi bir alkış patlattılar. Bir şeyler söylüyorlardı ama eminim "çok güzel, çok romantik, çok tatlılaaar" tarzında şeyler söylüyorlardı. Bazı insanî şeyler için dil bilmeniz gerekmez. İnsanların bakışları, tebessümleri ne dediklerine dair içinizde bir his uyandırır. Yüzüğü takarken elim ayağım öyle titredi ki. Yüzüğü sevgilinin parmağına isabet ettiremiyordum. Yüzük biraz bol oldu. İnşaallah ömrümüzün geri kalanında da yuvamızın, sevgimizin, aşkımızın bolluğu o yüzük gibi olur. Ona "sevgili eşim" olarak hitap etmeyi çok seviyorum. Bunu benimsedim. Bu ağırlığı, sorumluluğu rahatlıkla üzerime alabildiğimi hissediyorum, rahatım. Ve sadece O'nunla olmak, O'nun yanında olmak, O'nun yanında ölmek istiyorum!

Rabbim, biz'i birbirimize bağışla! Rabbim, biz'i birbirimize bağla! Rabbim, biz'i birbirimizin sevgisine bereket kat! ÂMİN.

Darısı tüm sevgililerin başına!

Sonsuz saygı ve sevgi dileklerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder